Kasım 12, 2010

İyi ki doğdunuz Ryan & Anne





taparım kendisine!











Sonunda Selimiye

Sonunda Selimiye Camiine gidebildim bugün. Kpss sonuçlarının açıklanması ve puanımın iptal edilen sınava göre 10 puan düşük gelmesiyle beraber yerle bir olan moralimi biraz olsun düzeltmek için evden çıkıp biraz hava almaya karar verdim. Önce babamın yolda bulduğu kredi kartını bankaya teslim edeyim dedim hazır dışarı çıkmışken.Oradan da doğru camiye gittim. Selimiye'ye gitmeyeli o kadar zaman olmuş ki girişini zor buldum. 1 saat kadar camide dua ederek geçirdikten sonra evin yolunu tuttum.Peki öfkem yatışmış mıydı? Tabi ki hayır. İçimden sürekli o kopyacılara hakaretler yağdırdım. Çok fazla insan benim durumuma düştü. 350 000 kişinin 80 000 'i sınava girmeyince aynı neti yapsan bile daha düşük puan alıyorsun. Karşı komşumuzun oğlu geçen sınava göre 18 doğru daha fazla yapmış ve sadece 2 puan arttırabilmiş. Zaten sonuçlara bakarken hem t.c nosunu hem de aday şifresini istemesi bu işin içinde bir hinliğin olduğunun bir göstergesi ama işte sesini çıkaramıyorsun. Yazdıkça daha da öfkeleniyorum sanırım. Selimiye'de çektiğim birkaç fotoğraf vardı. Onları paylaşayım en azından.



Kasım 10, 2010

Çağrışım

A -  Adem (ilk insan)
B- Balık
C- Can (borcu)
Ç- Çilek
D- Deniz
E - Elif (Arabça'da ilk harf)
F- Firar
G- Gelinlik
H- Hilal
I- Ilık
İ- İnanç
J- James Bond
K- Kimlik
L- Lale
M- Masal
N- Nisa (kadın )
O- Organ
Ö- Özlem
P- Pilav
R- Regl
S- Silah
Ş- Şimşek
T- Timsah
U- Umut
Ü- Ürperti
V- Veda
Y- Yalnızlık
Z- Zevk

Ruhum vampir


Geceleri severim;dünyadaki kötülüklere,karmaşaya bir örtüdür. Ölümü çağıştırır bazen de bana ama iyi anlamda.Yarını düşünürsün çünkü umutla,burada sadece bir fani olduğunu düşünürsün,aslında neden burda olduğunu... Hayatıma dair bütün düşünceler gece gelir aklıma.Yarın bunu yapacağım, ha evet şu da var onu da yapmadan olmaz derim ve sabah olunca her şey puff! yok oluverir.Ben sabahları sevmem ki. Geceler benimdir,kendimi bulurum gecelerde. Sabahları ders de çalışamam,hep hava kararınca bir şevk gelir. Duşumu gece alırım...geceleyin dansederim gücüm tükenene kadar...Dedim ya ruhum vampir, sabah pasif olurum akşamsa aktif.
                                              ***            
Birazdan başımı yastığa koyacağım,sonra aklıma bir şey gelecek ve ben yine gece lambamı yakıp başucumda duran not defterime bir şeyler karalayacağım ya da uyuyamayıp yanı başımda duran kitaplıktan bir kitap alıp okuyacağım. O da olmadı hep yaptığım gibi hayal kuracağım, atandığım hayalini,çocuklarımın olduğu hayalini, hayatımı birleştireceğim adamın hayalini...
                                              ***
Ve melekler başucumda...

Eulalie by Edgar Allan Poe



EULALIE
 
I dwelt alone
In a world of moan,
And my soul was a stagnant tide,
Till the fair and gentle Eulalie became my blushing bride-
Till the yellow-haired young Eulalie became my smiling bride.

Ah, less- less bright
The stars of the night
Than the eyes of the radiant girl!
That the vapor can make
With the moon-tints of purple and pearl,
Can vie with the modest Eulalie's most unregarded curl-
Can compare with the bright-eyed Eulalie's most humble and careless
curl.

Now Doubt- now Pain
Come never again,
For her soul gives me sigh for sigh,
And all day long
Shines, bright and strong,
Astarte within the sky,
While ever to her dear Eulalie upturns her matron eye-
While ever to her young Eulalie upturns her violet eye.

     1845
  

Vejetaryen olmak istemiyorum artık

Bugün isyan bayrağını artık kaldırdım ve balık yedim.Sonunda!..

Benim bu et yememe olayım ne zaman başladı bilmiyorum ama bedenimde o yemediğim, daha doğrusu yiyemediğim, etlerin etkilerini bariz bir şekilde hissediyorum. İnsan en yakın arkadaşlarından birinin ismini unutabilir mi ki? Ee benim gibi erken yaşta bunamaya başlayan biriyse şayet gayet de unutur. 

En son 2009 yazında arkadaşlarla beraber rakı-balık olayına girelim demiştik.Bursa'nın çok güzel yerlerinden biri olan Trilye'ye gittiğimizde birer mezgit yemeye karar verdik.Tabi benim et yeme çabam daha o zamanlardan vardı.Ben de hemen dahil oldum plana. O gün rakılar mezeler ve bol ekmekle beraber balığı yiyebildim. Elim kadar ekmeğin içine baş parmağım büyüklüğünde bi balık parçasını koyup yiyordum ki kokusunu alıp da midemi bulandırmayayım. 

Hah,işte bi o gün yemiştim bir de bugüne kısmet oldu. Sırf bu sağlık muhabbetleri yüzünden balığı yemeye kasıyorum. İnsanlar eti yemekten nasıl zevk alıyorlar anlamıyorum. Şimdi kurban bayramı da geliyor. Tam bir işkence benim için. Bir müslüman olsam da ileride kurban kesiceğimi hiç zannetmiyorum. Ya da en fazla parasını veririm ama kurbanlığın yüzünü görmem,adamlar hayvanı bulurlar,keserler,ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar ve ben de bu dertten kurtulmuş olurum. 

Beyaz et yeme çabam devam edecek...Midem bulansa da tiksinsem de ben işte varım arkadaş!

En azından 30'umda moron çocuklar doğurmamak adına...